Arabuluculuk, gerçek veya tüzel kişilerin aralarındaki ihtilafı yargıya gitmeksizin kendi aralarında karşılıklı konuşarak, tarafsız arabulucunun gözetiminde anlaşmaya varıp sulh olmalarıdır.
Taraflar yargılamadan daha hızlı daha ekonomik ve daha barışçıl yolları içerdiğinden arabulucuya gitmek ister. Zira davalar uzun süren, pahalı ve bazen de sürpriz sonuçludur. Bu nedenle hiçbir zaman bir anlaşma kadar taraflar açısından da tatmin edici değildir.
Arabuluculuğa dava açmadan önce müracaat edileceği gibi dava açıldıktan sonra ve hatta karar verildiği ilamın kesinleşmiş olmasına rağmen henüz infaz edilmeden önce de arabuluculuk yoluna müracaat edilebilir. Arabuluculuk, tarafsız arabulucular tarafından yönetilir.
Arabuluculukta yapılan anlaşmalar, ilam hükmündedir. Arabuluculuk insanlar arasındaki ilişkiyi korur. İhtilaflı insanların tekrar yüz üze bakması selam vermesini ve kucaklaşmasını anlaşma içerisindeki süreci sulh ile bitirmelerini sağlar. Arabuluculuk, gizli ve güvenlidir.
Arabuluculuk asla bir yargılama değildir. Haklı ve haksız tespiti yapılmaz. Arabuluculukta anlaşan her iki taraf kendi hür iradeleriyle anlaşmış oldukları için kesinlikle kazançlı çıkarlar. Zamandan kazanırlar. Süreç helalleşmeyle sonuçlanır.
Arabuluculuk, bağımsız ve tarafsız arabulucu eşliğinde yürütülen esnek bir anlaşmazlık çözüm yolu olup taraflara mahkemede elde edilemeyen fırsatlar sunar; iletişim sorunlarının giderir, problemlerin konuşulması ve üzerinde anlaşılabilecek alanların ortaya çıkarılması imkanı sunar.
Arabuluculuk Avrupa’da ve Amerika’da 40 yılı yakın süredir uygulanan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Aralarında davaya konu olmuş veya olabilecek bir uyuşmazlık olan kişilerin meseleyi bir arabulucu eşliğinde karşılıklı olarak müzakere ederek çözüme kavuşturdukları bir süreçtir.
Arabulucular tarafları uzlaştırarak, barıştırarak, anlaşmalarını sağladığı zaman altına imza atılan anlaşma belgesi, Yargıtay sürecini de tamamlamış kesinleşmiş bir mahkeme hükmü yerine geçmektedir.